Betül Kızal
5 min readMay 11, 2024

‘’Hayat, ağlarını ördüyse bir kere tüm işaretler yolcuyu yola davet ediyor.’’ ZBK

Selam, ben Betül. Zehra Betül. Benim bu yaşamdaki ruhsal misyonum daha doğmadan annemin ismimi özel niyetlerle seçmesiyle, rüyalarıyla ve beni Hz. Meryem’e adamasıyla başlıyor. İlahi sistemde doğmam için yazılmış gün 5 Temmuz: Ben doğduğumda gökyüzünde Sirius ile yıldızlar geçidi varmış. Doğum haritama baktığımda öğrendim. Sirius; Güneş’im, Mars, Merkür’ün kalbinde kavuşum halindeler. Sirius’u bu kadar baskın insanlarda ruhsal tekamül erken başlarmış. Çocukluğumdan itibaren kendimi hep farklı, olağandışı hatta özel hissettim.

Ben tabi bu detayları bilmeden hep bir görevim, ruhsal misyonum olduğunu hissederek yıllarca varoluş amacımı sorgulayarak ve dünyaya nasıl hizmet edeceğimi düşünerek yaşadım. Henüz 5 yaşındayken melekleri, cenneti, ölümü, Allah’a kavuşmayı, soyut düşüncelerimin olduğunu çok net hatırlıyorum. Şu an 23 yaşındayım. Bu kısa hayatımda ruhuma ağır gelen o kadar çok dönüşümden geçtim ki… Ruhun karanlık gecesi deneyimini iliklerime kadar hissederek yaşıyorum sıkça. Bu misyonun ağır geldiği çok günlerim oldu. Yine böyle bir dönemden geçiyorum. Şu an Ley hatlarının üstünde bir dağda inzivadayım. Ne yöne gideceğimi, hangi yoldan gideceğimi irdelediğim günlerdeyim. Aslında yılbaşından beri münzeviyim, içe dönüş süreci yaşıyorum. Büşra Mavi Coşgun’un 40 günlük Baykus/Gökkuşağı çemberine katıldım, gölgelerimle yüzleşiyorum. Toprak elementi yogası, meditasyonlar, Reiki ve Theta Healing eğitimleri, vegan beslenme, çocukluk travmalarımın üstünde çalışarak bilinçaltımdaki travmalarımı dönüştürerek ergenliğime kadar gelmiş bulunmaktayım. Bu yol tek başına oldukça zor, sancılı, gözyaşlı… Korkularımın üstüne giden, yüzleşmeyi kaçmaya tercih eden, cesur bir kişiliğim var. Çünkü kendimi iyileştirmeye adadım. Bu yola adanmışlığım var. Rehberlerle ve benim gibilerle bir arada bu yolu nasıl daha kolay yürüyebilirimin arayışındayım.

Açamadığım kapılarımın anahtarı olacak ümidindeyim. Çünkü kendimi iyileştirme ve madde ile mana arasında dengemi bulmak için tutunacak dal arıyorum. Spiritüel yolculuğum tam manasıyla dört sene önce başladı. Şu an hayatıma dönüp baktığımda şunu görüyorum; kendimi dünyadan o kadar soyutlamışımki toplum içinde yaşamakta zorlanıyorum. Köklenmeye, istikrarlı eylemlere, farkındalıklarımı hayatın içinde yaşamaya, dünyada güvende hissetmeye ihtiyacım var.

Alim ve şifacı bir annenin kızıyım. Benim yaşlarımdayken kalbini tasavvufa vererek onun yolculuğu başlamış. Ben kendi yolculuğuma çıktıktan sonra bana rehber olduğunu öğrendik. Ölümle ilk burun buruna gelişimden sonra ambulansla eve dönerken bana şöyle dedi: Hayatta kaldığına göre senin dünyaya bir hizmetin olmalı, Allah seni yaşattıysa bir görevin var, dedi. Yıllar sonra ikinci kez ölümün kıyısından geçtikten sonra bu sözler tekrar kulağımda çınladı ve arayışıma başladım. Kimdim ben?

20 yaşındaydım. Acı, ruhuma o kadar ağır geliyordu ki bedenim artık kaldıramıyordu ve yaşamımın son bulmasını istiyordum. Yine ölümle yaşam arasındaki ince çizgideydim ve o gün yaşamı seçmemle ruhsal uyanışım başladı. İyileşmeyi seçtim, bilinçaltı terapilerine başlamaya karar verdim. 7 Temmuz’da bir sene süren regresyon terapilerimle hem psikolojik hem spiritüel gelişimim başladı. İyileşirken, yaşama sevincine ve hayat aşkına yeniden kavuşmuşken hala kim olduğumu keşfetmek istiyordum. Bu sorunun cevabını astrolojide & doğum haritamda bulacağını hissettim. Kendimi keşfetmek için doğum haritamı okuyabilecek kadar astroloji öğrenme hevesim büyüdü. Şimdilerde aşkla, tutkuyla çalışan bir astrolog oldum. Ay’a, Güneş’e, özellikle yıldızlara ve burçlara ilgim çocukluğumdan gelmekte. Çocukken kendimi sürekli gece gökyüzünü izlerken ve yıldız çizerken hatırlıyorum.

4 Temmuz… 20.yaşımın son günü hayatıma aile dizimi girdi. Uygulayıcı Psikolog rehberim, öğretmenim oldu. O gün dizimde de sorduğum soru şuydu: Ben kimim?

Yüksek benliğimle tanıştım. Şifacı olduğumu öğrendim. 4 sene boyunca kendi üzerimde çalışmak, kendi kendimin şifacısı olmak için aile dizimi, astroloji, yoga, meditasyon, bir sürü şifa tekniklerinin uygulayıcısı olarak kendi üstümde çalışıyorum. Adanmışlığım kendime olduğu için gün be gün kendimin üstüne gidiyorum. Sürekli kendimi kazıyorum, geçmişimi dönüştürmeye çabalıyorum. Ve artık dönüp dolaşıp aynı döngülere gelmekten, başa döndüğümü hissetmekten dolayı yalnız, çaresiz hisseder oldum. Daha başka bir etki alanının içinde olmaya ihtiyacım var gibi… Daha kolektif bir etki… Yalnız olmadığımı bildiğim, gördüğüm bir topluluk ve aidiyet hissi…

Yoga hayatıma aile diziminde tanıştığım Yogakioo Adana öğrencileri sayesinde girdi. Ağustos 2021’den beri yoga yapıyorum. Son bir senedir daha düzenli aralıklarla element yogalarını yapıyorum. Şu anda da Mahabbuta toprak elementi yogasına başladım.

Beden temasıyla aramda özgün bir bağım var. Asıl mesleğimin de hemşirelik olması etkisiyle bedene şifa/şifacılık konularında bir yeteneğim olduğunu hissediyor ve biliyorum. Hayatımda hücrelerdeki kan akışını hissedecek kadar sezgisel ve empat olduğum bir süreç oldu. Ellerimde atalarımdan geçen şifacılık yeteneğim var. Lise 1’deyken kendiliğinden bioenerjiye inisiye oldum. Bu yeteneği beden ve nefesle temas ederek geliştirmeyi çok uzun zamandır istiyorum. Yoga da bana bunun için bir araç gibi geliyor. Yoga yaptığımda olmam gereken yerde olmanın verdiği huzur hissi içimi kaplıyor. Enteresan olan şu ki; yoga yaparken hissettiğim dengelenmişlik ve merkezlenmişlik hali; enerji çalışmalarında hissettiklerimden daha başka ve güzel. Bana ‘bütün’ hissettiren özel bir enerjisi var.

Yogada derinleşmek hayal ettiğim bir şeydi. Beni daha çok şevk eden aslında her gün bir pratiğe sahip olmayı başarmak, sürdürmek, hayallerimdeki sağlıklı yaşam tarzı için rutin ve istikrar fikri, bir manastırda(Hindistan, Tibet) inzivayı deneyimlemek… Bir adım, bir başlangıç… Sonra korktum; korkularım ve kaygılarım açığa çıktı. Dirençlerimi fark ettim. Bir kez daha yapamama ve başarısızlık korkularımın üstüne gidiyorum. Yogayı; felsefesiyle öğrenmeyi ve yaşamayı çok isterim. Çetin Hoca’nın hayat hikayesini dinlediğimde beni en çok etkileyen kısmı inzivaya çekildiği kısmı idi. Acaba bende yapabilir miyim? Mümkün olur mu’yu sormuştum kendime bu programın olduğunu hiç bilmezken.

‘’Hayat işte ağlarını ördüyse bir kere tüm işaretler yolcuyu yola davet ediyor.’’ ZBK

Sağlıklı beslenme; ergenlikten itibaren kendi hızımda kendiliğinden hayatıma girdi. Geçtiğimiz 40 günlük süreçte vegan beslenmeyi denedim. Şu anda da vejeteryan beslenmeyi seçmiş durumdayım. Ruhuma şifa pratikleri kadar bedenimi de dinç ve enerjik hissettiğim sağlıklı beslenme, sağlıklı uyku, sağlıklı cinsellik, hareket&egzersiz&yoga’nın olduğu sağlıklı bir yaşam tarzını yaşamak en büyük hayallerimden biri. İki senedir her sabah gün doğumunda bu sağlıklı pratiklerle günüme başlamayı diliyor ama harekete geçemiyordum. Sanki şu an hayalime çok yaklaştığımı hissediyorum ve bu bana kendimi muhteşem hissettiriyor.

Özel bir sağlık sorunum yok. Fakat psikosomatik birçok rahatsızlık deneyimliyorum. Bununla birlikte bedenimle ilişkim çok yoğun olduğu için tetiklendiğimde duygularım bedenimde hemen bir semptom olarak kendini gösteriyor. Hassasiyetim yüksek. Duygularını yoğun yaşayan bir mekanizmam var. Duygularımla bedenim arasındaki ilişkiyi yönetebilmeyi nasıl öğreneceğimi bilmeye çok ihtiyacım var. Bu sene hedefim ruh-beden-zihin dengemi bulmak, yönetebilmeyi öğrenmek, dengede yaşayabilmek.

Son olarak üniversite yıllarımın başından sonuna kadar çok fazla sivil toplum kuruluşunda gönüllülük yaptım, gönüllülük projeleri yürüttüm, organizasyonları yönettim, liderlik yaptım. Takım çalışmasını ve ekip bilincini çok iyi bilirim. Gönüllülük kavramını; benim için insanların kalbine ve ruhuna dokunabildiğin bir alan olarak tanımlarım.

Gönüllülük yapmak, doğanın içinde olmak, arınmak, inzivaya çekilmek kendi küçük bireysel alanımda seçtiğim bir yaşam tarzıdır. Bunu bir topluluk içinde, ailenizin bir parçası olarak deneyimlemeye istekliyim, hevesliyim. Kim bilir nasıl geniş bir etki yaratır diye soruyorum. Umarım yollarımız kesişir. Yolculuğumda rehberlerim olursunuz, aradığım yuva sıcaklığına kavuşurum, kendim olabilmenin ve kendim gibi insanlarla sarıp sarmalanmanın hafifliğini hissederim. İki dünya arasında dengeyi öğrenirim. Hayatta ilerleyebilmek için ihtiyacım olan özgüveni açığa çıkarabilirim. Elimdeki ve ruhumdaki yetenekleri, beynimdeki bilgileri işlemeyi, somuta dönüştürüp hayata katkı sunmayı çok istiyorum. Bunun da yüksek olasılıkla merkezinizde gerçekleşebileceğini görüyorum.

Bir’liğin en yüce hayrına ❤

Sıcacık, sevgi dolu bir kalple

Betül