En Cesur İnsanlar Aslında İçten İçe En Çok Korkanlardır

Betül Kızal
2 min readJun 3, 2021

--

Korkuyoruz. Ölmekten, yenilmekten, canımızın yanmasından, zayıf düşmekten, aşık olmaktan, aldatılmaktan, fakir kalmaktan, yalnız kalmaktan. Çok fazla korkusu var insanoğlunun. Yaşam mücadelemizin altında korkularımız barınıyor. Korktuğumuz için korkularımızla savaşıyoruz. Cesaret, bu mücadele halinin adıdır. Cesur olan insanlara imreniyoruz. Yerinde olmak istediğimiz insanlar var. Bu durumda ya kıskanıp olduğumuz yerde kalır ve eleştiririz ya da harekete geçeriz. Eyleme geçeceğimiz o ilk an gerçekten çok zordur. İnsanın konfor alanının dışına çıkması ne demek? Cesaret budur işte. Tüm bilinmezliğe doğru yol almaktır. Belirsizlikte kalmayı ve savaşmayı göze almaktır. Kazanacağından emin olmadığın bir savaşa girmektir. Asla kolay değildir. Kişi girdiği yeni yolda korkularıyla yüzleşir tek tek. Her yüzleşme can yakar. Çünkü kendi karanlığını tanır. O yola girdikten sonra bir daha asla eski ben olmazsınız. Girdiğiniz insan ile çıktığınız insan arasında çok fark vardır. Yeni bir ‘ben’ ile tanışırsınız. Risk alarak çıkılan bu yolculuğa kişinin kendini keşfetme yolculuğu denir. Cesurca attığımız ilk adımla kabuk kırmaya başlarız. Özgürleşmeye başlarız. Doğrularımız bir süre sonra geçerliliğini yitirmeye başlar ve yeni doğrularımız olur hayatta. Buna da ‘dönüşmek’ denir.

Yolun sonunda ya hüsrana uğrarsınız ya da başarırsınız. Önemli olan yolda olmaktan da keyif almaktır. Süreci mutlu geçiren insan için hiçbir zaman kayıp yoktur. Öğrenilmiş deneyimler insanı bir sonraki yolculuğuna hazırlar. Bebek adımlarıyla yaşamayı öğrendiğimiz gibi korkularımızı yaşayarak da cesur olmayı öğreniriz. Ben kabuk kırma anlarını çok değerli bulurum. Kırılma noktalarımız bizim kaderimizi belirler. Zaman geçip dönüp baktığımızda ‘iyi ki’ dediğimiz her anda kendimize güvenimiz artar. Özgüven gelişimini sağlayan en önemli faktörlerdir; cesaret ve risk almak. Bunun farkında olabilen insanlar için artık korkmak sığdır, önemsizdir. Bilinçli olduğumuz anlarda yaşamak denen eylemi gerçekleştirmiş oluruz böylece.

Yaşamak güzel şey, ümitli şey. Korkularımıza rağmen, kaçtıklarımıza rağmen, karanlık yönlerimize rağmen. Kendimizin aydınlık yönlerini nasıl gurur duyarak anlatıyorsak karanlık taraflarımızı da sevgiyle sarıp sarmalamalıyız, benimsemeliyiz. Değişmekten korksak dahi değişmeyi göze alarak inadına yaşamalıyız. ‘’Cesur insanlar kendi hayatlarının gidişatını değiştiren insanlardır.’’ Kendi hayatına yön veren insan başka hayatlara da yön verir. Kim bilir, belki bir gün birileri de bizim yolculuğumuzdan ilham alır?

--

--